Çölyak Nedir?

Yazan: Çölyak Vakfı

Çölyak hastalığı diğer bir adıyla gluten enteropatisi, buğday, arpa ve çavdar gibi ürünlerde bulunan glüten adlı proteinin vücuda alınması ile ortaya çıkan otoimmün ve genetik yatkınlığı olan bir hastalıktır.

Bağışıklık sistemimiz bakteri, virüs gibi zararlı maddelere karşı antikor üreterek vücudumuzu korumakla görevlidir. Ancak bazen zararsız olabilecek maddelere karşı da antikor oluşturabilir. Çölyak hastalığında vücuda gluten alındıktan sonra bağışıklık sistemimiz antikor üretmeye başlar. Üretilen bu antikor ince bağırsaklarda besinlerin emiliminden sorumlu olan villus adı verilen parmaksı çıkıntılara zarar verir. Zamanla villusların boyları kısalır ve yapısı düz bir hale gelir. Bu durumda kişi tükettiği besin ögelerinin emilimi sağlayamaz. Özellikle demir, folat gibi minerallerin emiliminde azalmalar meydana gelir.

Çölyak Hastalığında Villus

Hastalık her yaşta ortaya çıkabilir. İleri yaşlarda ortaya çıkan çölyak hastalığında semptomlar daha fazla görülebilir.  Çölyak hastalığının toplumumuzda görülme sıklığı % 1’dir. Yani her 100 kişiden 1’i çölyak hastasıdır. Aynı zamanda genetik yatkınlığı olan bir hastalık olduğundan dolayı ailede çölyak hikayesi varsa kişinin hastalığa sahip olma olasılığı artar.

Çölyak hastalığı diğer otoimmün hastalıklar da bağlantılı olabilir. Çölyak hastalığının Tip 1 diyabetli kişilerde görülme sıklığı %3-12, otoimmün tiroit hastalığı olan bireylerde görülme sıklığı %3, otoimmün karaciğer hastalığı olan bireylerde görülme sıklığı %13,5 olarak saptanmıştır. Ayrıca Down, Turner ve Williams sendromu gibi kromozomal bozukluklarda da çölyak hastalığı sıklığı artmaktadır. Yapılan çalışmalarda kromozomal bozukluğu kişilerde çölyak hastalığı görülme sıklığı %5,5-%9,5 arası olduğu bildirilmiştir. Kişide otoimmün bir hastalık ve/veya kromozomal bozukluklar mevcut ise kişi çölyak hastalığı açısından da taranmalıdır.

Tip 1 DM%3-12
Otoimmun tiroid hastalıkları%3
Otoimmun karaciğer hastalıkları%13,5
Otoimmun Hastalıklar
Down sendromu%5,5
Turner sendromu%6,5
Williams sendromu%9,5
Kromozomal Bozukluklar

Çölyak hastalığının bilinen tek tedavisi ömür boyu sürecek olan katı glutensiz diyettir. Kişi diyetine uyum sağladığı taktirde semptomlar ortadan kalkacaktır.      

Çölyak Belirtileri Nelerdir?

2 Yaş Altı Çocuklarda

  • Gelişme geriliği
  • Kusma
  • Kronik ishal
  • Karında şişlik
  • İştahsızlık

2 Yaş Üstü Çocuklarda

  • Akranlarından daha kısa ve zayıf olma
  • Gelişimin yavaşlaması
  • Ergenlikte gecikme
  • Kilo kaybı
  • Birkaç haftadır geçmeyen ishal
  • Kronik kabızlık ve kusma
  • Sinirlilik
  • Dikkat eksikliği

Yetişkinlerde

  • Karın şişliği
  • İshal
  • Kabızlık
  • Karın ağrısı ve kramp
  • Kilo kaybı
  • Kemik veya eklem ağrısı
  • Baş ağrısı
  • Kısırlık
  • Açık renkli ya da kötü kokulu dışkı
  • Tuvalet ihtiyacının artması
  • Kansızlık                                 
  • Kusma
  • Deri döküntüleri
  • İştahsızlık ve gaz şikayetleri
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Demir eksikliği
  • Nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları
  • Duygudurum değişiklikleri, sinirlilik ve depresyon
  • Diş minesi sorunları                             

ÇÖLYAK ÇEŞİTLERİ NELERDİR?                

Tipik (Klasik) Çölyak Hastalığı

Daha çok süt çocukları ve küçük çocuklarda, yaşamın 6-24. aylarında, diyete glutenin girmesiyle ortaya çıkan, tipik olarak büyüme-gelişme geriliği, kronik ishal, karın şişliği, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık, kas güçsüzlüğü ve hipotoni gibi gastrointestinal sistem (GİS) bulguları ile karakterizedir. Diyetle alınan gluten miktarı ve bireyin bağışıklık yanıtına göre haftalar ya da aylar sonra klinik bulgular ortaya çıkabilir. Dışkı tipik olarak cıvık, yağlı görünümde ve pis kokuludur. Emosyonel olarak bu çocuklar çok huzursuz, huysuz ve mutsuz olabilirler.

Atipik Çölyak Hastalığı

Genellikle büyük çocuk ve erişkinlerde görülür. Malabsorpsiyon bulguları yoktur. Boy kısalığı, puberte gecikmesi, dermatitis herpetiformis, diş mine tabaka bozukluğu, tedaviye dirençli demir eksikliği anemisi, osteoporoz, artrit, aftöz stomatit, açıklanamayan transaminaz yüksekliği, nörolojik bozukluklar gibi belirti ve bulguların yanı sıra irritabl bağırsak hastalığını düşündüren dispeptik yakınmalar ve kabızlık gibi atipik gastrointestinal belirtiler ile karakterizedir.

Sessiz Çölyak Hastalığı

Sessiz çölyak hastalığı sağlam görünümlü ve herhangi bir yakınması olmayan bir çocukta veya erişkinde çölyak hastalığını destekleyen yeterli klinik belirti ve bulgu olmadan, çölyak hastalığına özgül antikorların, doku grubunun ve ince bağırsak biyopsi bulgularının saptanmasıdır. Son yıllarda sessiz çölyak hastalarının çoğunda hafif, gözden kaçabilen hastalık bulgularının olduğu ve glutensiz diyet sonrası fiziksel ve psikolojik açıdan kendilerini daha iyi hissettikleri gösterilmiştir.

Potansiyel Çölyak Hastalığı

Kan tahlilinde antikor pozitifliği olduğu halde ince bağırsak biyopsilerde doku değişikliklerin görülmemesi olarak tanımlanır. Bu hastalar HLA DQ2 veya HLA DQ8 gibi çölyak hastalığı ile uyumlu doku gruplarına sahiptirler ve ileri yıllarda çölyak hastalığına sahip olma riski taşırlar. Bu nedenle bu hastaların izlenmesi gerekmektedir.

Latent Çölyak Hastalığı

Çölyak hastalığı ile uyumlu gen grubuna sahip, ancak çölyak hastalığı olmayan, hayatlarının bir döneminde gluten duyarlı enteropatisi gelişen kişilerdir. Bu hastalarda çölyak hastalığı belirtileri olabilir ya da olmayabilir. Benzer şekilde çölyak hastalığı antikorları pozitif ya da negatif olabilir.

ÇÖLYAK TANI KRİTERLERİ

Çölyak hastalığından şüphelenilen kişilerde aile öyküsü ve tüm semptomlar değerlendirilmelidir. Serolojik tarama testlerinde, antigliadin antikorları, endomisyum antikorları, transglutaminaz antikorları (Anti-doku transglutaminaz antikorları IgG/IgA, Anti-endomizyal antikorlar IgG/IgA, Anti-deamide gliadin antikorları) kullanılır.

Serolojik testler, çölyaklı hastaların durumlarının izlenmesinde de kullanılan oldukça spresifik ve duyarlı testlerdir. Teşhis için altın standart ise ince bağırsak biyopsisidir. Ancak güncel kılavuzlarda çölyak hastalığı tanısı olan bazı durumlarda, serolojik sonuçlarda eğer anlamlı oranda pozitiflik varsa ek olarak genetik yatkınlık incelemesi olan HLA tiplerinden DQ2, DQ8’den birisi mevcutsa bu şekilde de tanı konulabilmektedir.Serolojik testler aynı zamanda diyete uyumun izlenebilmesi açısından kontrollerde de kullanılmaktadır.

Diyetine tamamen uyum sağlayan kişilerin serolojik testleri negatife dönecektir. Unutulmaması gereken nokta ise çölyak artık geride kaldı istediğimi yiyebilirim gibi bir durum asla söz konusu değildir, çölyak ömür boyu glutensiz beslenme gerektiren otoimmün bir hastalıktır. Çölyak hastalığının tek tedavi yöntemi ömür boyu glutensiz diyettir. Biorezonans gibi yöntemlerin bilimsel açıdan bir geçerliliği yoktur.

Sitemizdeki deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Siteyi kullanmaya devam ettiğiniz sürece çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Ayrıntılı bilgi almak için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz. Kabul Ediyorum Daha Fazla